Daha 1991 doğumlu.

Ailesi ona her gün 2.000 TL. harçlık veriyor.

Ve o sevgilisi için her gün 250 TL.’lik kurumuş gül çiçekleri alıyor. Çünkü onu gözünden bile çok seviyor. Hatta kıskanıyor.

Şımarık zengin çocuğu olduğu için yurtdışında her türlü eğlencenin içine giriyor. Yapmadığı çılgınlık ve delilik yok gibi.

Su gibi içki tüketiyor o yaşta. Ayrıca şehvetin tutsağı oluyor. Kızlarla gününü gün ediyor. Vur patlasın çal oynasın cinsinden.

Dünyada tatmadığı zevk kalmıyor.

Bundan dolayı bir boşluk içinde ama farkında değil. Keza ailesi de farkında olmuyor.

Nasıl bir çılgınlık yaparım diye düşünüyor. Ve gözü gibi sevdiği biricik sevgilisini bir kıskançlık uğruna hunharca öldürüyor. Henüz can vermemişken kafasını testereyle kesiyor.

Artık kamuoyunda bu olay kesikbaş cinayeti olarak geçiyor.

Tam 3 aydan fazladır da katil yakalanamıyor. Herkes ayrı bir senaryo çiziyor olayla ilgili olarak.

Ne kadar iğrenç ve ne kadar da düşündürücü bir olay.

Televizyonlar alt yazılarında geçiyor;

Flaş, flaş, flaş kesikbaş cinayetinde son gelişmeler… diye.

Böyle bir başlık hangi anne, babayı üzmez?

Ama bizim medya da Cem Garipoğlu gibi iğrençleşmiş ve böyle bir başlıkla salya sümük bu olayı izleyenlerine anlatıyor.

Sadece suç onlarda değil bizde de. Biz de ağzı açık flaş denen haberi son noktasına kadar büyük bir merakla takip ediyoruz.

Olayı biraz irdelemek istiyorum.

Burada en büyük suç Cem Garipoğlu’nda. Bunu bir kenara koyalım. Zaten onu aklamak gibi bir niyetimiz de yok.

Ancak Cem’i bu olaya sürükleyen nedenleri araştırmak gerektir.

Öncelikle Cem’in ailesi acaba oğluna sonsuz zevkleri verirken böyle bir olayı yapacağını hiç aklına getirmiş miydi?

Getirmemişti. Çünkü oğullarının mutluluğunun ancak parayla olacağını sanıyorlardı. Para hiçbir zaman mutluluğun anahtarı olmamıştır. Her türlü çılgınlık para ile yapılmaz.

Sonsuz çılgınlıkların arasında cinayet niye olmasın?

Cem de sürüklendiği bu çılgınlık girdabının içinde en son olarak cinayet de işlemek istemiş. Hem de bir hiç uğruna; kıskançlık.

Sonuçta ne oldu? Ailesinin gözbebeği bir kız genç yaşta hayatını yitiriyor.

Bir de olayı çapraz yönden bakalım.

Münevver’in ailesinin bu olayda hiç suçu yok mu? Münevver’in ailesi tamamen suçsuz olsa da bu olayda kızlarının bu züppeyle arkadaş olmasında masum sayabilir miyiz?

Ne de olsa çocuk zengin.

Neredeyse 4 asgari ücretin toplamı kadar günlük harcama yapıyor.

Her gün Münevver’e baha biçilmez hediyeler alıyor.

Onla sarmaş dolaş fotoğraf çekmesinde bile herhangi bir sakınca yok.

Ne de olsa kızları zengin bir oğlanla arkadaşlık yapıyor. Hem de en masumundan.

Aslında bu olay ibretlik bir olay.

Tüm kız anne babaların ve zengin züppelerinin anne babaların bu olaydan kendilerine pay çıkarmaları gerekmektedir.

Eğer bu olaylardan kimse ibret almazsa bu toplum nice kesik başlara şahitlik yapacaktır.