Atila ALTUNTAŞ

Atila ALTUNTAŞ

Fazıl Say'la Bedri Baykam'a ülke aranıyor...

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) tütün ve alkollü içkilerin satışına ve sunumuna ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yeni yönetmelik Türkiye’de yine büyük tartışmalara yol açtı.

Kendini Türkiye’nin Aydını gören İçki içmeyi en büyük çağdaşlık olarak lansa eden birtakım lumpen, gene ortalığı velveleye vermeye başladı. ‘’Vay! Türkiye orta çağ karanlığına gidiyormuş, vay! Avrupa’da ve çağdaş ülkelerde böyle uygulamalar yokmuş’’ falan, filan...

Şimdi gelelim çağdaşlığı şarap tokuşturmak sanan arkadaşlara…

“Çağ, kelime anlamı ile zaman parçası, vakit, tarihin bölümlerinden biri. Çağdaşlık ise, çağın geçerli tutum ve anlayışına göre hareket etmek, uymak” olarak tanımlanıyor sözlüklerde. 

 Tanımlamada görüldüğü gibi, içinde bulunulan çağın medeni gelişmelerinin icaplarını yapmak manasından çok, o çağın tutum ve anlayışına göre hareket etmek vurgulanmış. Günümüzün çağdaşları da burada açıkça kavram kargaşası oluşturup, çağın gerektirdiği fenni gelişmeler yerine ahlaki yozlaşma, kültüründen kopma, nefsi arzularının tatminine, çağdaşlaşma diyor ve bu ahlaki çöküşe taraf olmayanı çağdışı diye niteliyor. 

Şimdi gelelim Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun, yeni yönetmeliğine…

Zaten Avrupa’nın birçok ülkesinde bu ya da buna yakın bir yönetmenlik uygulanıyor. Mesela dünya’nın en modern ve çağdaş ülkesi İsveç’te alkollü içkilerin satışına ve sunumuna ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik nasıl?

İsveç Alkol Kurulu çalışmalarını gerçekleştirirken diğer devlet kurumları ve kurulları ile de yakın ilişki halinde hareket etmektedir. Kurum, ithal edilen alkollü içkilerin vergileri hususunda Gümrük Müdürlüğü ile beraber çalışmakta, sağlık konularında ise Sağlık Bakanlığı ile ortak faaliyet yürütmektedir.

İsveç Alkol Kurulu’nun piyasa düzeni yaparken temel misyonu; halk sağlığı ile ilintili olarak alkol ve alkollü içkiler piyasalarının üretim, satış, ithalat ve reklam gibi tüm aktivitelerinin düzenlenmesi, denetimi ve kontrolüdür.

Kurul, piyasa kontrolünü özel sektör firmalarına dağıttığı üretim, satış, ithalat, ihracat lisanslarının takibatı ile yapmaktadır. İsveç'te üretim, ithalat, satış veya alkol kanununda tanımlı olan herhangi bir faaliyeti yapan kişi veya kişiler Alkol Kurulu’ndan ilgili lisansı almakla ve tüm ticari aktivitelerini kayıtlı tutmakla ve sorumlu otoritelere ibra etmekle yükümlüdür. Alkol Kurulu kontrolünde işleyen bu sistem ile piyasa düzeni sağlandığı gibi, vergi sistemine de özellikle sektörü kayıt altına alma neticesinde önemli katkıda bulunulmaktadır.

Yukarıda belirtildiği üzere, halk sağlığının alkollü içkilerin tüketiminden kaynaklanabilecek zararlardan korunması, İsveç Alkol Kurulu ve Alkol Kanunu’nun özenle üzerinde durduğu hususların başında yer almaktadır. Bu paralelde İsveç mevzuatında özellikle genç nüfusun ve çocukların alkollü içkilerin zararlarından korunması için yaş sınırları kesin olarak belirlenmiştir; alkollü içkiler için yaş sınırı 18'dir.

Türkiye'de sokak başındaki büfelerde ve çeşitli marketlerde her türlü içki satışı yapılırken, İsveç Alkol Kanunu ve Alkol Kurulu hakkında altı çizilmesi gereken bir diğer husus da şarap ve bira gibi daha düşük alkol oranına sahip olan alkollü içkilerin kısmen marketlerde satışına izin verilmektedir. Diğer alkollü içkiler sadece “Systembolaget” adı altında faaliyet gösteren devlet kontrolünde yani Tekel'de satılmaktadır.

Yine altı çizilmesi gereken bir başka durum ise, İsveç Alkol Kuruluna göre müessesinde içki satmak için alkol  lisansı(Tilstont) olan Disko, bar, pavyon sahipleri veya çalışanları müşteriye eğlenebilecek ve kafası çakır olabilecek kadar içki servisi yapabilir. Müşteri sarhoş olmaya başlayınca kesinlikle içki servisi yasaklanır. Aksi takdirde o müessesenin içki lisansı iptal edilir.

Geçen sene benimde tanık olduğum bir-kaç İçkili resturant, müşterisini sarhoş edene kadar içki servisi yaptığı tespit edildi. Alkol lisansı iptal oldu. Yani adamın beş yüz bin Avro değerinde İçkili Resturantı var. Müşterinin birini sarhoş etti diye elinden içki lisansı alınıyor. Zira içki lisansı alınan Resturantın değeri düşüyor elli bin Avro’ya. ’Aman gül gibi Resturantım elimden gidiyor.’’ Diye devlet bürokrasisine rüşvette veremesin…

Düşünsenize, yukarda anlattığım durum Taksim’de bulunan herhangi bir eğlence kulübünde olacak. Müşteriyi sarhoş ettin diye yetkililer o mekânın içki ruhsatını iptal edecek... İşte o zaman Türkiye’de kıyamet kopar.

 Bazılarının savunduğu gibi, içki çağdaşlığın en önemli barometresiyse, yukarıdaki örneklere göz önüne alındığında, Türkiye İsveç’ten çok daha çağdaş bir ülke oluyor... EEE O zaman şimdi ne olacak? Fazıl Say’la, Bedri Baykam’ın Türkiye’den kaçıp İsveç’e yerleşemezler... Gerçi onlar türünün son örnekleri, kelaynak kuşları gibi nesilleri tükeniyor. Gandi’ye söyleyelim de onları koruma altına alıversin…

 http://www.facebook.com/#!/pages/Gazeteci-Yazar-Atila-Altuntas/168300589848855 

 

 

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum