Öncelikle siz değerli okurlarımdan ve Habername yönetiminden yazımın gecikmesinden dolayı özür diliyorum.

Bu ay, 24 yıl önce kaybettiğimiz Eski Milletvekili/Ekonomi Bakanı, teknoloji dehası  ve milletine duyduğu büyük aşk ile kısacık hayatını hizmetlerle doldurmuş kıymetli büyüğümüz Adnan Kahveci hakkında yazmak istedim. Ama Rahmetli Adnan Kahveci’yi anlatmak, yaptığı hizmetleri, hayata geçirmek için çaba harcadığı büyük projelerini (ki dönemin siyaset, bilim ve teknolojisinin çok üzerinde projelerdi bunlar) kelimelere sığdırmak sandığımdan da zorlu oldu benim için.

Ölüm haberini aldığımız günü hiç unutamıyorum. Döneminde de dürüstlüğü ve üstün zekasıyla hepimizin hayranlığını kazanmış olan bu büyük üstadı kaybetmek, siyasi görüşü ne olursa olsun tüm Türkiye’yi büyük bir eleme boğmuştu. Hala o gün ki elemle, hatta şimdi yaptıklarını ve yapmak istediklerini daha fazla anlayıp özümsedikçe çok daha derinden bir acıyla ve rahmetle anıyorum kendisini.

Vizyonu bugünün Türkiyesinin de ötesindeki bu dâhiyi erken kaybedişimize rağmen izlerini bugün de taşıyan her alanda köklü, devrim niteliğinde proje ve uygulamaları, hala ekonomi ve teknoloji uzmanlarına ilham vermekte, temel teşkil etmektedir.

İsterseniz öncelikle kısaca yaşamından başlayalım anlatmaya, yeni neslin onu daha doğru anlayabilmesi için:

5 Şubat 1993 yılında elim bir trafik kazasında eşi ve bir kızı ile hayatını yitiren Kahveci, 1949 yılında Trabzon, Köprübaşı, Beşköy beldesinde dünyaya geldi. İlk ve ortaokulu memleketinde tamamyalan Kahveci; liseyi, Milliyet’in açtığı bir yarışmada birinci olarak TÜBİTAK bursu ile Kabataş Erkek Lisesi’nde tamamlamıştır. Üniversite sınavında 180 sorunun tamamını doğru cevaplayarak birinci olmuş ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne burslu olarak yerleşmiştir. Sonrasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yurt dışı bursluluk sınavında da başarılı olarak, Amerika/Indiana eyaletindeki Purdue Üniversitesi Elektrik Mühendisliğini 2,5 yılda bitirerek mezun oldu.

Hatıratlarında ABD’deki okul yıllarında, maddi sıkıntılarla geçen bu zorlu zamanlarda günlerce aç kaldığı bile olduğu, kaldığı yurdun yemekhanesinde çalışarak para kazandığı anlatılır.

Doktorasını, Missouri Üniversitesi'nde tamamlayan Kahveci, aynı üniversitede Yardımcı profesör olarak çalıştı.
1976’da Askerlik görevi için yurda dönen Kahveci sonrasında Boğaziçi üniversitesi’nde görev aldı.

1977 hükümetinde İçişleri Bakanı olarak görev alan Korkut Özal, bir ABD gezisinde kendisini tanıdığı Kahveci’yi İçişleri Bakanlığı Teknik Danışmanlığı görevine getirir. Böylece Kahveci’nin başlangıçta Bürokrat olarak rol aldığı siyaset arenasındaki yoluculuğu başlamış olur.

1983 yılında Anavatan Partisi’nin kurucu üyelerinden biri olarak aktif siyasete atılıncaya kadar teknik dehasıyla, devletin birçok kurumunda öncü çalışmalara imza atarak takdir kazanan Kahveci’nin dehası yanında, dürüstlüğü ve millet sevdası da onun bir değil birkaç uzun ömre bile sığamayacak hizmetlerinin de yolunu açmış oldu.

Milletvekili olduktan sonra, maliyeti devlete büyük külfet olduğu düşüncesiyle TBMM’nin Meclis lojmanlarında kalmayı reddederek, Merkez Bankası lojmanlarında kalmayı sürdürdü. Milletvekillerine Kıyak emeklilik yasasına itiraz ederek Anayasa Mahkemesine başvurdu. Yeniden seçilen milletvekillerinin duble maaş almasına karşı çıkarak aldığı maaşı iade etti. Yolsuzlukla cesaretle savaştı.

“Kayıtlı Ekonomiyi geliştirdiğimde kendime iyi bakan diyebileceğim” diyen ve kayıt dışı ekonomiyle mücadeleyi temel ilke edinen Kahveci;  yazarkasa uygulamasını baslatıp, zorunlu hale gelmesine,  KDV sistemi ve Vergi İadesi uygulamasıyla vatandaşın vergi takipçisi olmasına imkan verdi.

Sıklıkla halkın içine karışarak halkın nabzını tutan millet adamı, taşı, toprağı, çiçeği, teknolojiyi, yasaları, kanunları elhasılı tüm ülke varlıklarının millete hizmete nasıl dönüştürüleceği gayretiyle sürekli yeni projeler üretir ve uygulama alanları arardı.

Toplu Konut Fonu projesiyle işverenden yaptığı konut kesintisi ile konut yardımı alınmasını, zorunlu tasarrruf uygulamasıyla elde edilecek gelirin dış borçlanma, yatırımlar için kaynak ve dönemin enflasyon sorunlarına bir çözüm olabileceği gibi, ayrica vatandasin emekliligindeki refah duzeyini de artıracağını düşünmüştü.

 “Uluslararası Altın Sertifikası” ile Uluslararası bankalardaki kredi notunun yükseltilmesini, bunun yanında altını tekrar yurt dışına göndererek devletin döviz rezervinin artırılmasına katkı sağlamayı ve Kit’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) hisse senetleriyle halka arzedilmesi ile yastık altındaki altının işletme sermayesine kazandırılmayı Kit’lerde devlete giden artı değeri çalışarak tasarruf edenlerle paylaşmayı amaçlamıştır.

Trafik cezalarının mahkemeler aracılığı ile tahsilinin yerine, trafik polisi tarafından tahsilini başlatarak, mahkemelerdeki iş yükünü ve cezanın devlet kasasına girene kadarki zaman kaybını önlemeyi amaçlamıştır.

Demokratikleşmenin zorunlu bir gereği olduğuna inancı ve dönemin cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın talimatıyla kaleme aldığı “Kürt Sorunu Nasıl Çözülmez?” çözüm paketiyle; Kürt Realitesini kabul etmenin, demokratikleşmenin bir gereği olduğu, kürtlerin kültürel ve siyasi haklarının verilmesiyle halkın, PKK gibi terör örgütlerine desteğinin ortadan kalkacağı ve ayrı bir Kürt devleti kurma fikrinin gerçekliğini kaybedeceği, aksi halde ülkenin hızla iç savaşa sürüklenebileceği hususundaki endişelerine yer vermiştir.

Enflasyonun düşürülmesinden, elektronik oy kullanma cihazının hayata geçirilmesine ve hatta günümüzde kullandığımız tabletleri E-gazete olarak tasarımına kadar yüzlerce projesi; ülkeyi neredeyse iç savaşa taşıyacak elim, karanlık ve meçhul süreçlerin yaşandığı 1993 yılının takvim yaprakları arasında kaybolup, unuttuldu.

Bugün geldiğimiz demokratikleşme ve gelişimin baş mimarlarından olan, çocuklarına ve hepimize bugünkü Türkiye’yi miras bırakan büyük üstadı ve hoşgörüsüyle, ileri görüşlülüğüyle  hala rehber edindiğimiz Merhum Cumhurbaşkanımız Sayın Turgut Özal’ı rahmetle anıyor ve başlattıkları özgür, çağdaş ve demokrat TÜRKİYE idealinin önündeki dış ve iç çıkar guruplarının oyunlarının bozulup, huzur ve rafah içinde yarınlara erişmeyi Rabbimizden niyaz ediyoruz.