Kan ve cinsel ilişki yolu ile bulaşan sarılık virusları ve güvenlik

İlk yazımızda ağız dışkı yolu ile bulaşan sarılık viruslarını (hepatit A ve hepatit E virusu) ele almış ve bunların ulusal güvenlik olan ilişkisine değinmiştik. Bugünkü yazımızda ise dünyamızın önünde çözüm bekleyen en önemli sağlık problemlerinin başında gelen ve çok önemli halk sagligi problemi olan hepatit B ve hepatit C viruslari ve bunların birey üzerindeki etkilerini ve ulusal güvenlik açısından önemlerine kısaca değineceğiz. Hepatit D virusu hepatit B virusunun (HBV) dış yüzey proteinleri olmadan insanda infeksıyon oluşturamaz bu yüzden insanda üreyebilmesi için hepatit B virusuna gerek duyar.

Ülkemizde değerli doktorlarımız sözlü ve yazılı iletişim yollarını kullanarak halkımıza hepatit B ve hepatit C enfeksiyonunun klinik özellikleri ile ilgili bilgileri gereği gibi verdiğinden yazımızın temel konusu bu değildir. Biz bu virusların oluşturduğu hastalıkların bireyden başlayarak içinde yaşadığı sosyal topluluğa ve ülkede oluşturabileceği ekonomik, psikolojik ve güvenlik problemine değineceğiz. Türkiye'de genel nüfusta HBsAg (hepatit B virusunun taşıcılık göstergesi) görülme sıklığının yüksek olması, birçok birinci basamak sağlık kuruluşlarında ve hastanelerdeki olumsuz çalışma koşulları ve hekimler dahil olmak üzere sağlık çalışanlarının hepatit B ve hepatit C'nin bulaşma yolları ve korunma yöntemleri konusunda eğitim düzeylerinin yetersiz olması ile ilişkili olabilir. .

HBV infeksiyonu dünya nufusunun yaklaşık 1\3'ünü etkileyen ve yaygın ciddi karaciğer iltihaplanması ile seyreden hastalıktır. Dünyada yaklaşık 300-500 milyon kişinin taşıyıcı olduğu tahmin edilmektedir. Ülkemizde de nüfusun yaklaşık %10'nun HBV taşıyıcısı olduğu bulunmuştur. HBV'i AIDS'i oluşturan Human İmmun Deficiency Virus -1 (HIV-1) göre en az 50 – 100 kere daha fazla bulaşıcıdır. Sadece bu özellik bile HBV'un kişisel ve toplumsal güvenlik açısından ne kadar önemli olduğunu göstermeye yeterlidir.

Hepatit B and hepatit C infeksiyonun kroniklesme riski cok yuksek olup, taşıyıcılarında karaciğer kanseri (hepatokarsinoma) gelişme riski sağlıklı taşıyıcı olmayana göre fazladır. HBV'nin en iyi tanımlanmış bulaşım yolu kan ve cilt yolu (enjektör, dövme, akupunktur, kulak delme, diş fırçası, ve traş bıçağı, aletlerin ortak kullanılması) ve cinsel temastır. HBV enfeksiyonunun ana bulaşım yolu cinsel iliskidir.  Fakat şurası unutulmamalıdır ki HBV yenidoğan bebeklere perinatal yol denilen ve taşıyıcı anneden bebeğe doğum sırasında veya doğumdan sonra ınfekte anne sıvılarının bebeğe temasıyla bulaşır. İnfekte anneden bebeğe virusun geçtiği vakaların % 90 i kronikleşir. Ülkemizde HBV yayılımında bu yolların rol aldığı düşünülmektedir. Hepatit B ile ilgili toplumsal güvenliği tehdit eden diğer bir özellik ise, hepatit B infeksiyonun yaklaşık %90'ında sarılık gelişmez ve çoğu zaman böyle durumlarda  kişi ve doktor bu önemli hastalığı akla getirmezler. Vücutta üreyen virusa karşı vücudun savunma sisteminin cevabı sonucu karaciğer hücreleri ölür. Bu durumda hastaların yaklaşık %10'nunda hastalık devamlı süren hale (kronik) hale geçer. Kronikleşen hastaların yaklaşık 1/3'ünde ise önce kronik aktif hepatit ve bazen 10 ila 30 yıl sonrasında bile olsa, siroz gelişme olasılığı yüksektir. Bu hastalarda aynı zamanda hepatoselluler karsinoma (karaciğer kanseri) riski de yüksektir. Hepatit B virusuna karşı aşı mevcut olup, ülkemizde zorunlu aşılama programı içindedir. Bu aşı ayrıca, canlı organizmasında üreyebilmek için hepatit B virusuna gerek duyan hepatit D virusuna karşıda dolaylı yoldan tam koruma sağlamaktadır.

Kendisine karşı herhangi bir aşı olmayan hepatit C virusunun baslıca yayılım yolu ise ortak kullanilan uyuşturucu iğneleri, cinsel ilişki ve kan yolu iledir. Amerika Birlesik Devletleri'inde damar içi uyuşturucu kullananların yaklasik %60-80'ni hepatit C virusu taşidiklari bildirilmiştir. Yine aynı şekilde HIV ile infekte olmuş kişilerin büyük bir kısmı ayrıca hepatit C and hepatit B virusları taşıyıcılarıdır. Amerika Birleşik Devletleri'nde HIV pozitif kişilerin yaklaşık %25-33'ü ayrıca HCV pozitifdir. Yine aynı şekilde damar içi uyuşturucu kullananların %50-90'nı HIV taşıyıcısı, dolayısı ile HCV ile de infektedirler. Bu her iki virusun kan ve kan ürünleri ile kolayca bulaşabildiği içindir. Bu insanlarda hastalık daha ağır geçmekte ve tedavileri daha zor ve zaman alıcı olup, çok daha yüksek harcamalar gerektirmektedir. Bu iki virus Türkiye gibi ülkelerde düşünüldügünden cok daha hızlı yayılmaktadır. Başlıca yayılım yollari ise kan ve kan urunlerinin kontrolsuz kullanimidir. Diğer göz ardı edilen önemli bir neden ise, damar içi uyusturucu kullanan ve korumasiz cok eşli cinsel aktivitileri olan insanların eğitimsiz oluşu ve diğer ülkelerde aynı özellikleri tasiyan kişilere göre hastalık kapma risklerinin çok fazla olmasıdır. Diğer yüksek bulaştırma riski ise toplu aşılama esnasında aynı enjektorün birden fazla insanda kullanılmasıdır. Bu özellikle bir kullanımlık enjektorlerin kullanılmadığı durumlar için geçerlidir. Taşıyıcı insan yapılan bir injeksiyon belki onu belli hastalığa karsı aşılayacak ama iğne yolu ile taşıyıcıdan alınan virus diğer insanları taşınması demektir. Bu berberlerin traş için kullandığı jilet içinde geçerlidir. Taşıyıcı insan icin kullanilan jilete bulaşacak en küçük miktardaki virus, bir sonraki musterinin virus ile infekte olmasi ile sonuclanir. Diğer onemli bir bulaşım kaynağı ise, ulke dışından gelen yabanci kadınlar ile kurulan cinsel ilişkilerdir. Cunku bu kadınların çok büyük bir kısmı, aktif cinsel hayata sahip birden fazla kişi ile ilişkiye girmiş ve pek çoğu cok değişik virusları taşıyan insanlar olup, kendisi ile cinsel iliskiye giren insanlara aktif olarak bulaştırmaktadır.Bu kişiler (kadın veya erkek) ile ilişkiye giren kişiler (kadın veya erkek) çok kolay şekilde hastalığı almakta ve kendiside hastalık nedenlerini taşıyıcı ve dağıtıcı hale geçmektedir.

Hepatit B and C viruslarını oluşturdugu hastalıklar, hepatit A ve E virusuna gore kısa sürede binlerce insanı hasta etmediği düşünülse de, bu doğru değildir.Çünkü bu viruslar vücuda girdikten sonra onlara karşi doğal koruma çoğu zaman gelişmemekte, hasta olmazlarsa bile taşıyıcı olmaktadırlar. Virusların oluşturduğu hastalık çoğu zaman kronik (uzun sureli) hale donuşmekte ve uzun vadede karaciğer sirozu ve/veya karaciğer kanserine (hepatokarsinoma) donüşmektedir. Bu hastalıkların tedavisi çok daha pahalı ve ilaçların yan etkisi daha fazladır. Uluslararası patent kuralları nedeni ile, ilaç üretimi ve kullanımının dışarıya bağımlı olan ülkelerde, artan fiatlar ve artan hasta sayısı, sağlık harcamalarında ve ulusal bütçelerinde çok büyük yük olmaktadir. Bunun sonucu olarak, ülkede yasayan insanlar arasinda saglik hizmetlerinden faydalanmada sosyal gruplar arasındaki farklılık artmaktadır. Bunun sonucu olarakta sosyal gerginlik ve husursuzluk artmaktadir. Genellikle bu hastaliklara yakalanan kisilerin aktif is gücünde olması gereken insanlar olduğu düşünüldüğünde, hastalıklarının topluma ne kadar pahalıya mal oldugu daha iyi anlasılmaktadır.

Kan hastalıklarının tedavisi  için ülkenin taze kan ihtiyacinı dışarıdan ithal ederek karşılayan ülkeler için kan yolu ile bulaşan viruslar büyük bir tehlike arz etmektedir. Çünkü kan yolu ile geçen hastalıklar konusunda bilgimiz arttıkça kanın bir ulus için ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Vatandaşların sağlığını korumak, sadece onlara en iyi tedavi imkanlarını sağlamak degildir. Vatandaşların hastalanmasını önlemek için gerekli sağlık alt yapı önlemlerini sağlamakla birlikte, vatandaşların hastalanmasını önleyecek güvenlik tebdirlerini almak, globalleşen dünyamızda birinci derecede önem kazanmaktadır.

Sonuç olarak; Günümüz modern tıbbında “aşı” infeksiyon hastalıklarından korunmada en ucuz ve en etkili yöntem olduğu konusu tartışılmaz gerçektir. Aşılama özellikle özel bir tedavi biçimi olmayan ve her yıl milyonlarca insanı etkileyen ve sürekli (kronik) hale geçtiğinde tedavi maliyetlerinin en zengin ülkelerde bile çok pahalıya mal olan hepatit B ve diğer hastalıklar için son derece gereklidir. Ayrıca kan ve cinsel yolla bulasan hepatit B ve C gibi virus enfeksiyonlarinin yayılmasını önlemek için geniş halk kitlelerine ve değişik sosyal kesimlere yönelik halk sağliği programlari hazırlamak ulusal guvenlik için özel önem taşımaktadır. Ülke olarak yapılması gereken önemli sağlık yatırımlarının başında kendi aşımızı üretecek bilgi ve tesislere kavuşmamızdır. Çünkü dışa bağımlı aşı kullanımı toplumsal sağlığın korunması açısından önemli bir güvenlik sorunu olduğu için ileriki yazılarımızda özellikle ele almak istiyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.